Değerli misafirlerimiz, 03.00 Beylikdüzü Migros Önü - 03.30 Yenibosna Airport Avm Önü - 04.00 Şişli Mecidiyeköy Katlı Otopark Önü - 04.30’da Kadıköy Evlendirme Dairesi Otoparkı Yanından sizleri alarak, servislerimiz ile Sabiha Gökçe Havalimanı’na hareket ediyoruz. Havaalanında nüfus cüzdanı, ehliyet ile uçağımıza c/in işlemlerimizi gerçekleştiriyoruz. Alana kendi imkânları ile gelecek olan konuklarımızla 05.00‘da Pegasus Havayolları Kontuarı önünde buluşarak güvenlik kontrolünden geçiyor ve 07.00'de hareket edecek olan Pegasus Havayolları İstanbul Sabiha Gökçen – Van uçağı ile Van’a hareket ediyoruz.  Edremit’ten bineceğimiz teknemiz ile Van Gölü’nün içerisinde bulunan Akdamar Adası’na hareket ediyoruz. Akdamar Adası’nda bulunan ve taş işçiliğiyle ünlü Akdamar Kilisesi ve çevresi bu noktadaki gezi güzergâhlarımız olacaklar. Buradan Van Gölü’ne baktığınızda “Aynı deniz gibi” demekten kendinizi alamıyorsunuz. Göl kenarında geçireceğimiz hoş vakitler sonrasında yeniden Edremit’e dönüyor ve buradan da Çavuştepe Kalesini gezmek için yolumuza devam ediyoruz. Kale gezilerimizin ardından Van şehir merkezine hareket ediyoruz. Öğle yemeğimizin ardından Van Gölü ve çevresini tüm manzarasıyla görebileceğimiz Van Kalesi’ne (Tuşpa Kalesi)  çıkıyoruz. Burada Urartu Kral Mezarlarını, Urartu harabelerini görüp, Van Etnoğrafya ve Arkeoloji Müzesi’nde (Restorasyon nedeni ile kapalı değil ise) kale gezimizi taçlandırıyoruz. Ardından bir Halı Atölyesi’ne giderek Van Halısı hakkında bilgi alıyoruz. Dileyenler için vereceğimiz alışveriş molası sonrasında bölgenin en önemli ve en sevimli canlılarından olan Van Kedilerini görebileceğimiz Kedi Evi’ne gidiyoruz. Bu şirin dostlarımızla çekeceğimiz güzel fotoların ardından bölgeye has gümüş ve telkâri işlemelerin yer aldığı atölyemize ulaşıyoruz. Gümüşe en güzel süsü veren Van Savatlı gümüş işçiliği hakkında bilgiler aldıktan sonra van’daki otelimize yerleşiyoruz. Akşam yemeği ve konaklama otelimizde.

Sabah kahvaltımızın ardından Kars’ı gezmeye başlıyoruz. Kars Ülkemizin en doğusunda olmasına rağmen, aslında Kafkasya’nın en batısında olan bir şehirdir. Yani hem doğulu, hem batılı özellikleriyle çevresindeki Erzurum, Ağrı, Iğdır gibi illerden kültürel anlamda çok farklı, kıpır kıpır sokakları hayat dolu bir şehirdir Kars. 1877 yılından sonraki 40 yıl boyunca Rus işgalindeyken yeniden kurulan şehir, Baltık mimarisinin ülkemizde en iyi izlenebileceği merkezdir. Birbirini 90 derecelik açıyla kesen sokaklar, cepheleri süslü, kesme taş binalar… Kars’ı çok seveceksiniz, biz bundan eminiz! Kars şehir merkezine bir kartal yuvası gibi tepeden bakan Kars Kalesi, Katedral diye de bilinen 12 Havariler Kilisesi gezilerini yaptıktan sonra öğle yemeğimizi alıyoruz. Yemekten sonra ülkemizin en uç noktasına, tam Ermenistan sınırında yer alan Ani Harabelerine gidiyoruz. Ani 1000 yıl öncesinin bölgenin en büyük, en zengin şehri imiş. Zaten ören yerinde göreceğimiz anıtsal yapılardan bunu hemen anlayacaksınız. Surları, kapıları, Resimli Kilise, Aziz Pirkitch Kilisesi, Menuçehr Camisi, İpekyolu Köprüsü gibi eserleri görerek iki ülke arasında sınırı oluşturan Arpaçay’a tepeden bakarak bu unutulmaz geziyi tamamlayıp, tekrar şehir merkezine döneceğiz. Öğle yemeğimizin ardından Kars’tan ayrılıp Ardahan Platosuna ulaşıyoruz. Ardahan şehir merkezini de görerek Karadeniz ve Doğu Anadolu’nun sınırı olarak kabul edilen Çam Geçidinde fotoğraf molası vererek Laşet vadisine iniyoruz. Yemyeşil ormanlarla kaplı muhteşem bir manzara içerisinde yapacağımız yolculuk 360 derecelik Panoramaya sahip olan Yavuzköy Seyir Terasında vereceğimiz molayla taçlanacak ve unutulmaz fotoğraflar çekmenize imkan sağlayacaktır. Çoruh Vadisine iniyoruz ve Artvin’e doğru yola çıkıyoruz. Artvini ve Türkiyenin en Yüksek Atatürk Heykelini Panoramik olarak gördükten sonra Akşam yemeği ve konaklama otelimizde.

Sabah otelimizde alacağımız kahvaltı sonrasında Arhavi, Hopa ilçelerini takip ederek Sarp sınır kapısına ulaşıyoruz. Sadece nüfus cüzdanlarımız ile Gürcistan tarafına geçiyor ve Karadeniz’in Gürcistan sınırlarındaki gezilerimize başlıyoruz. Ayvazowski, Garapetyan, Gabaşhvili gibi ünlü Pre-sovyet dönemi ve yaşayan ressamların eserlerinin sergilendiği Sanat Müzesi gezisi, Çarlık hâkimiyeti döneminden kalma tarihi Katedral ve Batum Şehir Parkı'nı geziyoruz. Ardından şehir merkezinde vereceğimiz serbest zamanlarda yörenin meşhur Gürcü şaraplarından tatma ve alışveriş imkanı bulduktan sonra son olarak Batum yolu üzerinde bulunan tarihi Gönye Kalesi ve kale içerisinde bulunan antik harabeleri ziyaret ediyoruz. Rize’ye ulaşıyoruz. Akşam Yemeği ve Konaklama Otelimizde 

Sabah kahvaltımızın ardından Ayder Yaylasına ulaşıyoruz. Yaylaların sultanı olarak adlandırılan ve kaplıcalarıyla ünlü Ayder Yaylasını gezip bol bol fotoğraf çekebileceğimiz, bölge insanıyla doğrudan diyalog kurabileceğimiz, serbest zamanımızın ardından Rize’nin Çayeli ilçesine ulaşarak, bugün organik tekstilin en önemli unsuru olan, alerji cilt-deri hastalıklarında kullanılması şiddetle tavsiye olunan Kenevir dokumalarını görebileceğimiz, yöresel kıyafetlerin vazgeçilmezi olan Rize Bezi olarak da adlandırılan Karadeniz Keşan ve poşilerini bulabileceğimiz Rize Bezi Dokuma Atölyesine geçiyoruz. Rize Bezi dokumaları hakkında bilgi alarak alışveriş imkânı buluyoruz. Alışverişlerimizin ardından Trabzon’un Of ilçesinden geçerek Çaykara'ya geliyor ve buradan Uzungöl’e çıkıyoruz. Deniz seviyesinden 1090 m yükseklikte bulunan Uzungöl, dik yamaçları ve muhteşem orman örtüsü ile Alplerin güzelliğini geride bırakmaktadır. Vadinin ortasında bulunan ve yamaçlardan düşen kayaların Haldizen Deresi’nin önünü kapatmasıyla oluşmuş göl,“Uzungöl” olarak bilinir ve çevreye aynı ad verilmiştir. Özellikle yakınındaki “Şerah” köyünün yöreye uygun tarzda yapılmış eski ahşap evler, doğanın güzelliğini tamamlar özelliktedir. Karadeniz’in en meşhur gölü olan Uzungöl çevresinde yapacağımız gezimiz sonrasında Trabzon’un el işçiliklerinin bölgedeki en meşhur ilçesi olan Sürmene’ye ulaşıyoruz. Sürmene’de Memiş Ağa Konağına gidiyoruz. Karadeniz yaylaları ve ormanlarında üretilen kestane/çiçek balı, yöresel muhlamalık peynir, tereyağı, mısır unu gibi ürünleri de alabileceğimiz serbest zamanımızın ardından binlerce yıllık el sanatı kültürünün evrensel boyuta ulaştığı Sürmene bıçaklarının hangi aşamalardan geçtiğini öğrenmek ve Sürmene bıçağı alma imkânı bulacağımız bir satış noktasına uğruyoruz. Alışveriş molamızın ardından Karadeniz denildiğinde akla ilk gelen ürün olan ve istatistiksel olarak ülkemizde en çok tüketilen ürünlerin başında gelen çay bitkisini görmek ve sofralarımıza ulaşana kadar hangi aşamalardan geçtiğini öğrenebilmek için çay fabrikası ziyaretimizi gerçekleştiriyoruz. İkram edilen çaylar eşliğinde yapılacak sunumda çay hakkında bilmediğimiz birçok şeyi yerinde öğrenme fırsatı bularak ulusal marketlerde bulunması çok zor olan Mayıs Çayını alabilme imkânımız oluyor.  Çay fabrikasıgezimiz sonrasında çay toplama makasını alıp çay bahçesinin içine girerek hem çay topluyoruz hem de hatıra fotoğraflarımızı çekinerek otelimize hareket. Akşam yemeği ve konaklama otelimizde.